Zeynel Emre: “Kapsamlı Bir Ceza Kanunu Revizyonu Yeni İktidarın ve TBMM’nin Önceliği Olmalıdır”
CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, “Ortaya çıkan bu tablo karşısında başta trafik kazası ve maden kazası olmak üzere tüm taksir suçları ve özellikle depremde bina çökerek ölüme sebebiyet verme suçlarına ilişkin kapsamlı bir ceza kanunu revizyonu öncelikli olmalıdır. Bu amaçla hazırlayacağımız bir yasa tasarısı da Meclis Başkanlığı’na sunulacak” dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre yaptığı yazılı açıklamada, depremde özellikle binanın çökmesi nedeniyle ölüm ile trafik ve maden kazalarına neden olan suçların sorumlularına verilecek cezaların düzenlenmesini istedi. Emre, TCK’da yapılacak revizyonun yeni hükümetin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin öncelikli çalışması olması gerektiğini belirtti.
Emre’nin açıklaması şöyle:
“Devlet kavramının fikri temeli, bireylerin sağlıklı ve inançlı bir çevrede yaşama isteğinden kaynaklanmıştır. Bu amaç, hukuki metinlerin teşekkül etmesiyle, devlet ve birey arasındaki ilişkileri belirli biçimlere almış ve yetkileri tanımlamıştır. Hem devlet hem de birey, sorumluluklarını yerine getirmiyorsa obur tarafından sorgulanır.Sorumluluk, üstlenilen veya üstlenilen görevlerin yerine getirilmesi, devlet-birey bağlantısının istikrarının belirleyicisidir.
“DEPREMİN YARATTIĞI ACI GİBİ BÜYÜK BİR UTANÇ YAŞAMAK ZORUNDAYIZ”
Resmi makamların verdiği son bilgilere göre, 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen, can ve mal kaybımız nedeniyle Cumhuriyet tarihimizin en büyük şoku olan depremin ilk anları. 45 bin 89’a ulaşan 26 gün ve sonrasında yaşadıklarımıza devleti temsilen sebep oldu. Siyasal gücün siyasi iktidar ve bireysel çıkarlar açısından misyonunu yerine getirememesinin örnekleriyle doludur. Depremin ilk saatlerinde hayati önem taşıyan arama kurtarma çalışmaları yapılamadı, deprem bölgesine ulaşım ve haberleşme sağlanamadı, depremzedelere yardımlar organize bir şekilde ulaştırılamadı ve bölgede ‘ayrımcılık’ yapıldı. Yardım kuruluşlarının ortasında Kızılay, depremzedelere ücretsiz verilmesi gereken çadırları deprem sonrası bazı yardım kuruluşlarına satarak gıda yardımında da aynı yolu izledi. Son 26 günde tüm Türk ve dünya kamuoyu önünde depremin yarattığı acının yanı sıra büyük bir utancı da yaşamak zorunda kaldık. AKP iktidarının her olayda öne çıkan Cumhuriyet değerlerine, ‘tek adam’ rejimine ve onun etrafında kümelenen kurum imajındaki bürokrat ve çıkar kümelerine düşmanlığının yansıması; Vatandaşlarımızın sağlıklı ve inançlı bir ortamda yaşamlarını sürdürememelerinin ayıbı ve kabahatinin tek sorumlusu O’dur.
“YASAL SİSTEMİMİZDE AĞIR CAN VE MAL KAYBIYLA SONUÇLANAN DEPREM VE DİĞER AFETLERDE İNSAN ETKİSİNİ AZALTACAK VEYA SIFIRLAYACAK CEZALAR YOKTUR”
Siyasi iktidarın kontrolündeki kamu kurum ve kuruluşlarının yardımıyla yerleşim yerlerinin seçimi, yapıların depreme karşı dayanıklı olması, afet anında ulaşım ve iletişim kanallarının kesintiye uğramaması, toplumsal farkındalığın artması, deprem vb. konularda alınması ve yapılması gereken tedbir ve eylemlerin olduğu da tartışılmaz. Bunların yanı sıra deprem sonrası ağır hasar gören, yıkılan ve can kaybına neden olan konutları yapanların kanun önünde cezalandırılması, deprem öncesi ve sonrası fark etmeksizin afetler, özellikle depremler için göz ardı edilmemesi gereken bir iddiadır. . Değerine rağmen, ağır can ve mal kayıplarına yol açan deprem ve diğer afetlerde insan etkisini en aza indirmeye veya etkisiz hale getirmeye yönelik cezaların hukuk sistemimizde öngörülmediği görülmektedir.
“Taksirle öldürme suçundan hapis cezası dışında HİÇBİR PARA CEZASI VERİLMEMİŞTİR”
Cezanın üç temel amacı olan failin ıslahı, mağdurun tatmini ve suçtan caydırıcılık açısından mevcut yasal düzenlemelerin yetersiz olduğu açıktır. Taksirle adam öldürme suçunun cezası, Türk Ceza Kanunu’nun 85. maddesine göre iki yıldan altı yıla kadar hapis; Birden çok kişinin ölümüne veya bir veya birden çok kişinin yaralanmasına bir veya birden çok kişinin ölümü neden oluyorsa, iki yıldan on beş yıla kadar hapis cezası verilir. Taksirle öldürme suçundan verilen hapis cezasına ek olarak ayrıca bir para cezası öngörülmemiştir. İyi halin düşürülmesi halinde temel ceza iki yılın altına indirildiği için erteleme kapsamına girer; Ayrıca bilinçli ihmal durumu dışında uzun süreli de olsa para cezasına çevrilebilir.
“BU DEPREMDE SORUMLUSUNUN GÜNCEL YASAL DÜZENLEMELERE KARŞI YETERİNCE CEZALANDIRILMAYACAĞI ANLAŞILMIŞTIR”
Türk Ceza Kanunu’nun 22. maddesinde düzenlenen kasten taksir halinde suçun cezası üçte birinden yarısına kadar artırılır. Kanunun 21 inci maddesinde düzenlenen muhtemel kast hâlinde ceza, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmi beş yıla kadar, diğer suçlarda ise temel ceza olan müebbet hapis cezasına çevrilir. ceza üçte birinden yarısına indirilir. Buna göre, depremde kusurlu bir bina çöküp birden fazla hatta yüzlerce kişi ölse ve ölü sayısınca adam öldürme suçunun işlendiği kabul edilse bile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilemez. yüzlerce yıl hapis isteniyorsa, hapis cezasının üst sınırından, yani yirmi yıldan fazla hapis cezası uygulanamaz. . Kapalı ceza infaz kurumunda bunun payı çok daha azdır. Muhtemel kast, Yargıtay kararlarında çok ender olarak kabul edilmekte ve kusurun en ağır olduğu hallerde bile ancak kastlı taksir kararları uygulanabilmektedir. Bu sarsıntıdan sonra bile müteahhitlerin kasıtlı olarak cezalandırılması pek olası görünmüyor. Cumhuriyet tarihinin en büyük deprem felaketi olan bu depremde sorumluların mevcut genel düzenlemeler karşısında gereği gibi cezalandırılmayacağı anlaşılmaktadır.
“CEZA HUKUKUNUN REVİZYONU YENİ HÜKÜMET VE MECLİS’İN ÖNCELİĞİ OLMALIDIR”
Ortaya çıkan bu tablo karşısında başta trafik kazaları ve maden kazaları olmak üzere tüm taksirli hatalar ve özellikle bina yıkarak ölüme sebebiyet verme suçları konusunda kapsamlı bir ceza kanunu revizyonu yapmak yeni hükümetin ve TBMM’nin önceliği olmalıdır. deprem. Bu amaçla hazırlayacağımız bir yasa tasarısı da Meclis Başkanlığı’na sunulacak.”
